Hastane Koridorlarından Notlar...

      Yaklaşık üç haftalık bir aradan sonra yine burdayım.Ne yalan söyleyeyim ben bile yazmayı bıraktığımı düşünmeye başlamıştım. Gerçi beynim her an sessiz cümleler sarfetti ve tüm bunları hafızamın sayfalarına kaydetti. Ama bu yine de kağıt kalem ile yazma duygusuna pek benzemiyor.
     İnsanın hafızası çok ilginç. Bir an eve gitmek için bindiğin otobüs kırmızı ışıkta beklerken, büfenin önünde duran kovayı görüyorsun. Üstüne düşen yağmur damlalarını artık taşırıyor oluşuna odaklanıyorsun.Ama çok kısa bir süre bu farketme anı. Sonra acil servisteyken hayat arkadaşını kaybeden yaşlı teyzenin haykırışlarını duyuyorsun ve çaresizliğine ortak oluyorsun. Yine çok kısa bir an için...Yani anlayacağınız bu üç hafta oldukça dolu geçti. İlk hafta bronşit oldum. Aylardır sabah erken işe gitmek ne zor türküsü söylerken bir anda rapor almayı başardım. Ama ne yazık ki hasta olarak :/  İnsan yatağa bağlı kalınca daha çok ilgi bekleme, telefonun çalışına odaklanma gibi değişik duygular içerisine giriyor.Hele de yatak pencere önündeyse durum daha da vahim.Üstelik hava yazdan kalma gibiyse...Acı üstüne acı yaşadım yani :) Sonraki hafta yarı iyi yarı kötü işe döndüm. İş ortamını -ki sadece çalıştığım odadaki insanlardan ibaret görüyorum- çok özlediğimi farkettim. Yine de tarif edemediğim bir huzursuzluk vardı içimde. Nihayet Cuma akşamı bu sıkıntı da patlak verdi.Bu kez babam için hastane yolları göründü. Cuma gecesini tam bir çaresizlik içinde acilin bekleme salonunda geçirdik. Evsizler, hasta yakınları ve biz...Çaresizlik ne demek görmek için acil servis salonlarında bir iki saat harcamak yeterli. Yapacak hiçbir şey yok söylemleri, yükselen çığlıklar,feryatlar...Uyku, uykusuzluk, haber bekleme, endişe çemberi içinde eriyip ufacık kalacak kadar aciziz.Sonrasında yoğun bakım günleri. Günde sadece 15dk'lık ziyaret maratonları...Normalde taş taşısan o kadar yorulmazsın. Belirsizlik, hastane koridorları içinde ekstra güçlü bir silah donanıp saldırıyor insana. Zaman dalga geçer gibi hem hızlı akıyor hem yavaş...Normal seyrinde yaşayan insanların görünüşleri,hissettikleri sana anormal gelmeye başlıyor.
     İnsanların anlamsız yarışları vardır ya..."Benim durumum seninkinden daha kötü aslında" da bunlardan biridir. İşte böyle zamanlarda bu çok komik geliyor. Keşke bizim de hayatımızda sistemi geri yükle gibi bir sekme olsa. Geçmişte huzurlu hissettiğimiz bir zamana ışınlanabilsek...
     Herneyse hafızamda kalanlar şimdilik bu kadar işte :/

Yorumlar

  1. Böyle zamanlarda doğaüstü güçlere sahip olup insanlara yardım edebilsek keşke masallardaki gibi.İnsanın çaresizliğiyle yüzleştiği yerler hastaneler.Ama insan hafızası çok garip ne yapıp edip bu sahneleri silmeyi başarıyor zihinden.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder