Veda Edememek


       İzmir'den Mukaddes'i alıp İstanbul'a döndüğümüz Cumartesi günü -sanırım 19 Ekim idi- ters birşeyler olacağını hissetmiştim. Babamın Alzheimer ile ilgili sıkıntıları artarak devam  etmekteydi ve damar tıkanıklığı ile ilgili olarak denge konusunda da sıkıntı yaşadığını görebiliyorduk. Ertesi gün aldığım haber de bunu doğrulamıştı; babam gece banyoda dengesini kaybedip düşmüş. Önce bana söylemediler ama o haftanın Çarşamba günü durum ciddileşti ve apar topar yoğun bakıma alındığını öğrendim.Tabi ki bir an bile düşünmeden İzmir'e geri döndüm.  Orada kaldığım 1 haftalık süreçte doktorlardan aldığımız haber hep aynıydı. "Durum aynı. Herşey olabilir." "Aynı" kelimesi ne kadar vahim bir durumu ifade etse de insanın içini bir süreliğine ferahlatabiliyormuş. Bunu öğrendim. Kamuda memurlar izin konusunda rahattır olayı tamamen hikaye. Bunun en güzel örneğini bu süreçte yaşadım. Bu olayın yeteri kadar mazeret içermediğini düşünmüş olacaklar ki rapor almak zorunda kaldım binbir eziyetle. Raporum bitince -tabi bunda babamın durumunun değişmemesi olayı da etkindir- İstanbul'a geri döndüm. 2 3 gün işe gittikten sonra Çarşamba günü durumun artık çaresiz olduğunu açıkladı doktorlar. Apar topar İzmir'e geri gittik Emre ile. Ertesi sabah yani 6 Kasım'da herşey bitmişti babam için. Ciğerleri iflas etmiş. 
Babamı yaşarken yoğun bakıma girip görme cesaretini gösteremedim. Çünkü konuşamadığını ve devamlı ağladığını söyledi annem. Onu öyle görmek istemedim. Veda etmeliydim, edemedim. Bir insanın toprağa dönmesini anlayabiliyorum. Bu bir süreç sonuçta. Sadece bir daha Müzeyyen Senar dinleyemeyecek olmasını, avcılık anılarını yineleyemeyecek olmasını kabullenmek biraz zor geliyor ya da hüzünlü ne bileyim. Yani işin özü sanıldığı kadar güçlü değilim. Sadece kendi içimde çözmeye çalışıyorum. Zaman bakalım neler sunacak...Yaşayıp göreceğiz.


Yorumlar

  1. İnsan ömrü dört katına da çıksa yaşayamadıklarının sayısı yaşanmışlıklarının sayısından kat kat fazla olacaktır ,veya yaptıklarımız tekrar ettiklerimizin noktalandığı bir zaman olacak elbette. Kiminle son görüşmeyi yapıyoruz hiç bilemeyeceğiz aileden de olsa en sevdiğin de olsa. Hatta yaşadığımız deneyimin en son deneyimimiz olduğunu bilemeyeceğiz hiç. Hüseyin amca yoğun bakımda kendisi gibi değildi vedalaştığın kişi tam anlamıyla baban olamayacaktı. Son görüştüğün zaman vedalaştınız aslında. Umarım gittiği yer bu dünyayı solda sıfır bırakacak güzelliktedir. Seni seviyorum..

    YanıtlaSil
  2. :) En son 'must' ve 'can' nasıl kullanılır bunu konuşmuştuk. Hep bu sekilde hatirlayacağım.Ben de seni seviyorum.

    YanıtlaSil
  3. benimle de ışınlanma hakkında konuşmuştu :/

    YanıtlaSil

Yorum Gönder